Âşık Ali Kurt'un Vefatı Üzerine Bekir Altındal’ın Yazısı
ZİLE BİR HALK AŞIĞINI KAYBETTİ !
Bekir ALTINDAL
Gün geçmiyor ki Zile'den bir tanıdığın, dostun aramızdan ayrılış haberi gelmesin. Duyunca, okuyunca üzülüyorsunuz, kederleniyorsunuz.
Geçen hafta sonu Zile'nin yetiştirdiği son kuşak Çakırçalılı
Âşık Ali Kurt'un aramızdan bir ay önce ayrıldığını öğrendik.
Sadık Doğanay gibi üç kuşak âşık soyundan gelen halk âşıklığının son halkasını kaybetti Zile. Ama biz de dahil Zile'de hiç kimsenin haberi olmadı. Son kuşak bir âşık, bir sanatçı gidiyor, bir çınar devriliyor, Zilelinin haberi yok. İşte kültüre, sanata, gerçek halk âşığına verdiğimiz değer... Bir de kalkıp "Zile kültür şehri, âşıklar diyârı" edebiyatı yapmıyor muyuz? Kanıma dokunuyor.
Katibi'den, Muzaffer Sarısözen'in 1930'lu yıllarda Tokatlı âşıklar arasında düzenlediği yarışmada birincilik kazanan Âşık Murtaza Kurt'tan süzüle süzüle gelmiş deyişlerini, mısralarını, duygularını hafızasına nakşederek bizlere ulaştıran Âşık Veysel'le oturmuş, Âşık Ali Kurt'un yazları Çakırçalı köyünde yaşadığı günlerde kaç Zileli, kültür adamı, Kültür Müdürlüğü'nden bir yetkili gitti de görüştü? Bir belgesel hazırladı? Zileliler olarak cevap veremeyiz.
Ama Zileliler olarak Tokatlılar olarak sahip çıkamadığımız, hak ettiği değeri veremediğimiz bu büyük Âşığı, rahmetli Arif Meşhur, Ümit Kaftancıoğlu Ankara'dan, İstanbul'dan kalkıp Zile'ye, oradan Sivas'a gidip kıymetini, eserlerini deyişlerini bizlere ulaştırdılar. Sabahat Akkiraz "Kületti Derunum" deyişini albümüne aldı.
Sadık Doğanay'a 1960'lı yıllarda Zile Kültür Derneği, Fikret Tarhan, Mehmet Sezen, Mehmet Yardımcı ve Hüseyin Ulus Hocalarım ve esnaftan aşık dostu Selahattin Zorlu sahip çıkmışlardı.
2008 yılı sonbaharında Zile'de yaptığımız "Tarihi ve Kültürüyle Zile" sempozyumunda Sanatçı-Araştırmacı-Yazar Halil Atılgan Hocamız sempozyum bildirisi sırasında memleketi Çukurova'nın genç yaşta kaybettiği Âşık Ferrahi'nin (Ah Neyleyim Gönül Gönül Senin Elinden deyişi bu Âşığındır.) hayatı ve eserlerini araştırmak için Çukurova Üniversitesi olarak yaşadığı köye gittiklerini anlatınca içim cız etti. Ama halâ bir Zileli akademisyen Sadık Doğanay hakkında bir teze imza atmadı. Tokat'ta da üniversite Kültür Müdürlüğü var. İlinin, ilçelerinin kaç kültür adamının, halk âşığının isimlerini bilirler? Bir envarter çıkarmışlar mıdır? Bu konuda ne çalışmalar yapmışlar? Hiçbir şey. Varsa yazarlar yayınlarız seve seve...
Diyeceksiniz ki neden bu kadar önem veriyorsun bu halk âşıklarına? Zile tarihinden bir sürü önemli adamlar geldi geçti. Niye onlardan bahsetmiyorsun?
Kimse merak etmesin. Zilelilerin hiç duymadığı değerlerini hazırladık. Nasip olursa yayınlanınca görülecek. Halk âşıklarının ayrı bir önemi var. Evet Zile tarihinde kurulduğundan beri nice eserler yapıldı, yıkıldı tekrar yapıldı, yok oldu. Nice servetler kazanıldı, kaybedildi. İşte bunlar bu olaylar insan hafızalarında kaldı. O insanlar da vefat edince Zile tarihinde derin izler bırakan bu olaylar unutuldu gitti. Halbuki Zile tarihindeki bu derin izler bırakan olayları, örnek verilecek olursa, 1850'lerdeki, 1870'lerdeki yangınları, o tarihteki hanları, camileri, insanları, tüccarları, kıtlıkları, Zilelinin ve köylerinin durumları, evliyaları, işte bu halk âşıklarının şiirleri, mısraları ile bizlere gelmekte. Bir bakıma Zile tarihine ışık tutmaktadır. Açın okuyun Mehmet Yardımcı Hocamızın Zileli Şairler kitabındaki şiirleri. Kendinizi yüz, yüz elli yıl önceki Zile'de görecek yaşayacaksınız.
Zile ile ilgili yıllardır yaptığımız çalışmalar sırasında Âşık Ali Kurt ismini ilk TRT repertuarındaki türküleri TRT'den resmi izin almamız sırasında öğrendik. TRT'nin repertuarında Zile adına kayıtlı on dokuz türkü ve deyişten on bir tanesi Sadık Doğanay ve Ali Kurt'tan (Murtaza Kurt adına olan deyişler de Ali Kurt tarafından verilmiştir.) derlemedir. Zile merkezden ise sadece iki türkü (Müdür ve Armuttan Kayacağım) bulunduğu gerçeği, bu âşıklarımızın önemini daha da anlamlı kılmaktadır.
2004 yılında arkadaşım Mimar Hüseyin Perçin ile birlikte İstanbul'da Kaynarca'da oturan Âşık Ali Kurt'u ziyaret ettik. Bize dedesi Katibi'yi, babası Âşık Murtaza Kurt'u, anlattı. Zile'nin güney tarafı coğrafyasında yetişen âşıklardan yüzyıllardan süzüle süzüle gelen deyişlerden okudu bağlamasıyla. Âşığın sazını dinlediğinizde sanki Âşık Veysel'i dinliyor sanırsınız. Ekolleri, makamları, bağlama çalışları paralellik arzediyor.
Konuşmamızı, sohbetimizi, söylediği deyişlerini teybe kaydettik. İstanbul'da Reşadiyeli arkadaşlarımızın çıkardığı Tokat Kültür Haber Dergisi'nin15. sayısında yayınladık bu röportajımızı. (Bakınız Sevgili Ufuk Mistepe'nin www.unyezile.com adresinde Zile Makaleleri bölümünde "Zileli İki Âşık Sadık Doğanay ve Çakırçalılı Ali Kurt" başlıklı yazımız)
Aynı yıl yazında, her zaman olduğu gibi Zile'de yıllık iznimde Zile TV.'de sevgili arkadaşım Tekin Kireçci ile Âşık Ali Kurt'u canlı yayına çıkarma düşüncemiz oldu. Sağolsun Ali Amca ve sevgili Tekin arkadaşım kırmadılar bizi. Ali Amca sabah eşiyle köyden geldi. Zaten rahatsızlığı vardı. Canlı yayın öncesi saatlerde ufak bir rahatsızlık geçirince endişelendik. İptal etmemiz söz konusu oldu. İlaçlarını alarak canlı yayına katılma fedakarlığında bulundu. Cebinde ilaçlarını hazır bulundurmuştuk. Güzel bir program oldu o gece. Ali Amca Katibi'den, Murtaza Kurt'tan, Veli Abdal'dan deyişler okudu. Deyişten, müzikten, makamdan, şiirden anlayan bir çınar Ali Amca ile yine Zile'nin bu konuda duayenlerinden sevgili Tekin arkadaşımın sohbetlerini dinleyenler o gün şanslı idiler. Zile TV'de o canlı yayın bandı duruyor mudur? Bilmem. Duruyorsa sevgili arkadaşım Hüseyin Gülbasar Âşık Ali Kurt'un hatırasına tekrar yayınlar umarım.
|