Kutlu Özen'in Âşık Ali Kurt ile Tanışması
Ben onu 1980’li yılların en karışık döneminde tanıdım. Eğer yanılmıyorsam Ümit Kaftancıoğlu derleme yapmak için Sivas’a gelmişti. Bana da uğradı, Kangal Mamaş’ta bir çekim yapacaklarmış, yardımcı olmamı istedi. O tarihlerde resmi araçlara bile benzin vesika ile veriliyordu. Benim Resmi aracımdan başka köye gidecek araba bulunmuyordu. Bulunuyordu da kimse cesaret edip aracını vermiyordu. Benim gözü kara zamanlarım. Kültür Bakanlığından gelen bilim adamlarına ben yardımcı olmayacağım da kim yardımcı olacaktı. Çekim için optik aletler getirilmişti. Ayrıca Eğitim araçlarının jeneratörünü pikabımıza aldık. Kangal kaymakamına uğradık çekim yapacağımızı söyledik. Kaymakamlık yol emniyetimizi sağlayacaktı. Aslında 12 Eylül öncesi bir dönemde derleme gezisi yapmak akıl karı değildi. Deli Dumrul’un köprüsü gibi geçenden de, geçmeyenden de köprü kirası alınıyordu. Sağcılar da solcular da bol bol dayak yiyorlardı. Kimse kimseyi tanımıyordu.
Kangal’ı çok iyi bildiğim halde, Mamaş’a gitmemiştim. Bizi en büyük eve misafir ettiler. Tanışma faslından sonra çekime geçtiler. Çekimde Gazeteci Nihat Doğan, Ümit Kaftancıoğlu ve yöresel âşıklar vardı. Birçoğunu çekimler sırasında tanıdım.
Âşık Ali Kurt o yıllarda cemlere gidiyor “Âşıklık “ hizmeti görüyordu. Cemlerde çalınıp söylenen bütün deyişleri, düvaz-imamları, mersiyeleri ve nefesleri büyük bir ustalıkla söylüyordu.
Âşık Ali Kurt ağabeyimle dostluğumuz kesintisiz devam etti. Tokat yöresi Türkmenlerinin “Görgü cemini “Âşık Ali’nin yardımları ile belgeledim. Zile Çakırcaçalı köyünde seyrettiğim cem törenlerini hiçbir cemde göremedim. Akşam yemeğinden sonra başlayıp günün ilk ışıklarına kadar süren cem törenlerini kendi atmosferi içinde inceledim.
Günümüzde yapılan, televizyon programlarında “İşte Alevilerin cem törenleri” anonsu ile izleyicilere sunulan okul piyesi şeklindeki törenleri otantik bulmuyorum. Bugün cem evlerinde yapılan törenlerin hiç biri otantik değildir. Bilenler gitti, az bilenler ile hiç bilmeyenler cem diye bizlere halk oyunları sunuyorlar.
Ben 1983 yılında Üniversiteye geçtim. Âşık Ali Kurt ile dostluğumuz onun ölümüne kadar devam etti. Alevi-Bektaşi tekke şiirini ustalıkla çalıp söyleyen Âşık Ali Kurt önemli bir şairdi. Sivas’tan ayrılıp İstanbul’a göç edince çalışmalarımız da yarıda kaldı.
Kutlu Özen
Araştırmacı yazar
|
