Âşık Katibi'nin Eserlerinden Örnekler

Âşık Katibî’nin Eserlerinden Örnekler


HAKSIZSAN GELME
Bizim cemimize kolay girilmez
Nefsine uymuşta haksızsan gelme
Bu cemde kimseye ödün verilmez
Ali yolundan yozmuşsan gelme

Ummanlar dururken dalma göllere
Yolundan ayrılıp varma çöllere
Uzaklaş fenadan düşme dillere
İftira kuyusun kazmışsan gelme

Duvara secdeyi eyleme meyil
Âdem huzurunda hürmetle eğil
Mevlana misali bin kere değil
Tövbeni bir kere bozmuşsan gelme

Kâtibiyim derki kulak ver bana
Ben tavır koymuşum gerçekten yana
Doğruyu güzeli söylerim amma
Bu gerçek sözlere kızmışsan gelme

Söz : Katibi
Kaynak : Haydar Kurt


SEFA GELDİN
Baharda açılır gonca dühanın
Bülbülün sevdası gül sefa geldin
Aliyi sevene bu canım kurban
Dili şeker lebim bal sefa geldin

Şahı velayetten Selman’mı geldi
Evladı Resul’dan fermanmı geldi
Yoksa dost elinden dermanmı geldi
Yarama melhemin sar sefa geldin

Fey basar fark eder gülü gevheri
Arifler fark eder kışı baharı
Alana satarız türlü cevheri
Altın sarrafıdır al sefa geldin

Yasin âdemdedir bilmezmi arif
Veçhinde yazılı ihlâsı şerif
Ehli yol olana gerekmez tarif
Arifler ustası pir sefa geldin

Kâtibi der yardımcımız evliya
Şükür secde kıldık yüzü benliye
Cümle sular akar gider deryaya
Muhip deryasından göl sefa geldin

Söz : Katibi
Kaynak : Haydar Kurt

 
ÇARESİ YOKTUR
Gönül bir güzele meyil aldırmış
Sevmiş ayrılmanın çaresi yoktur
Derunundan Sıtkı candan yandırmış
Sabredip bir yerde durası yoktur

Bu gün dünya bu gün ahret gün bu gün
Geçti geçen günler sayılmaz o gün
Hakkın ihlâs kulu ol ehli yakın
Gerçeğin gönlünde karası yoktur

Yanar dertli sinem yaram yürekte
Şükrolsun Huda’ya elimiz pekte
Oncaları kalpa çıktı mehenkte
Silinmiş sikkesi turası yoktur

Alış veriş işlenirmi tuç ilen
Hak bulunmaz cedelinen lecinen
Bir kâmilde iffet etse picinen
Ustaz meydanında sırası yoktur

Mürşide yetenler cana can katar
Cehennem narından Ali sen kurtar
Hak nizam kurmuşlar hayır şer tartar
Terazi başvurmuş darası yoktur

Bir gün olur suçlu suçsuz derilir
Halis olan bu dergâhtan sürülür
Yalancılar hayvan olmuş yayılır
Yetemez menzile süresi yoktur

Kâtibi der Şah Hüseyin Pirim
Şu iki cihanda umudum varım
Şimdi ise yaralandı her yerim
Derlerki görmekte çaresi yoktur

Söz : Katibi
Kaynak : Haydar Kurt

 


BAKAR SAVUŞUR
Kül etti derunum aşkın ateşi
Akıbet bu bizi yakar savuşur  
Ne bilsin başına gelmeyen kişi
Seyreder kenardan bakar savuşur
 
Tabip buldum diye varıp embiyen
Bu günkü demini yarına koyan
Üç gün için şu dünyada gam yiyen
Bulanık sel suyu akar savuşur
 
Fani dünya için odlara yanma
Cahilin sözüne inanıp kanma
Her namerdin sofrasına el sunma
Akıbet başına kakar savuşur
 
Kâmil ol fehmeyle üç ile beşi
Seni zebun eyler nefsin ateşi
Almayana örseletme kumaşı
Müşteri değildir bakar savuşur
 
Gezdim seyreyledim devri cihanı
Kâmilim der döker her dem dühanı
Sakın gafil gezme bunda Kâtibi
Akıbet elinden çıkar savuşur
 
                                     Söz          : Kâtibi
                                     Kaynak    : Haydar Kurt
 
Âşık Kâtibinin hayat hikâyesinde de anlatıldığı gibi, Kâtibi rüyasında yaşlı bir Pir’in elinden dolu içer. O ana kadar hiç çalıp söyleyemeyen Kâtibi rüyadan sonra kendisine gelen ilham ile çalıp söylemeye başlar. Oğlu Murtaza Kurt’un anlattıklarına göre rüya esnasında ilk okuduğu eser yukarıda yazılı olan: ‘ Kül etti derunum aşkın ateşi – Akıbet bu bizi yakar savuşur ‘ adlı eseridir.


AHI FİGANI     
Tarihler bin üç yüz kırka gelince
Sultan cemal terk eyledi cihanı
Muhipleri bu haberi duyunca
Mümin müslüm kıldı ahı figanı
 
Ezelden Muhammet Ali nin soyu
Sulpu İmam Kazım Rıza nın nuru
Eleman nizamda unutma toyu
Arz eyleyip gitti ulu divanı
 
Ceddi Balım Sultan düştü virdine
Kondu göçtü evliyalar yurduna
Mehlem olmaz bu ecelin derdine
İçenler meyinden bulur emanı
 
Bektaşi Veliden gelir beratı
Gerçek don değişir görmez mematı
Sevenlere ihsan geçir sıratı
Efendim gösterme bize niranı
 
Kul kefa billahi makamın didar
Nesli Ehli Beyit tez gelir gider
Kutup don değişir kutup nasveder
Ceddin Muhammet’tir ahır zamanı
 
Veli efendi Pir zadeler yerine
Meracül Bahreyn mercan dürüne
Akıl ermez Evliyalar sırrına
Tez gitti cihandan kılıp seyranı
 
Muhabbet hatm olup sır nihan oldu
Velayet sırrınız aşikâr oldu
Yetmiş üç devrinde erbayim geldi
Arasan bulunmaz kevni mekânı
 
Hamsinde on elde yediye biri
Üçlere ayandır onların sırrı
Seri yek görünür cihanın varı
Nuş edip sır oldu bahri ummanı
 
Ey miskin Kâtibi derunun dağla
Hüseyin aşkına karalar bağlar
Adettir Veli ler tez gider böyle
Dur etme didardan şefaat kanı
 
                                     Söz          : Katibi
                                     Kaynak    : Haydar Kurt          
 
      Âşık Kâtibi bu deyişi Hacı Bektaşi Veli Postnişini olan Cemalettin Ulusoy’un vefatı ile ilgili yazmıştır. Kâtibinin Cemalettin Ulusoy ile ilgili yazmış olduğu iki eserinin daha olduğu oğlu Murtaza Kurt tarafından ifade edilmektedir. Kâtibinin hayat hikâyesinde de ifade edildiği gibi yüzlerce deyiş ve duazlarla birlikte bu eserlerde yok olmuştur.

Gönül bu cihanda gezme efsane
Dertliler tabibi dermanı gözle 
Eren’ler rahında olma bigâne
El Ata sırrın bil İmranı gözle
 
Muta kable ente muttan olmadır
Emri Mevla’yınan Şiran olur Mür
Ervah’tan Âdem’e sebep iblis’tir
Gezme Hava ile Rızvan’ı gözle
 
Âdem’e Şerif’im demiştir Allah
Güruhu Naci’yiz elhamdülillah
Gafı Nunu farket sırran babullah
Vücuda sır olan Yezdan’ı gözle
 
Payımız verilir dört ile ondan
Ahet oldu Ahmet hesabı mimden
Ol ayın irşadı göründü cimden
Kün demezden evvel ummanı gözle
 
Kardaş aç gözünü isterler hesap
Bir huruf var etti nice bin kitap
Bir ikrara bende oldum afi tap
La fetha şehrinde Merdan’ı gözle
 
Çok şükür fark ettik yâri ağyarı
Beyhudeler bilmez zararı karı
Sermayen yok ise dolaşma şarı
Bezirgân yük çözer irfanı gözle
 
 
Kâtibi vakıf oldu dürrü yektaya
Rıza nahnu katsam nada bu paya
Bu ummandır dalma benzemez çaya
Koç eksik değildir meydanı gözle
 
                                        Söz          : Katibi
                                        Kaynak    : Haydar Kurt

Gaziler cihanın müddeti doldu
Dünya bir acayip zamana kaldı
İnsandan itibar itikat gitti
Hemen bir zan ile gümana kaldı
 
Gerçek Erenlerin emsali yoktur
Bilirim dört kapı kırk makam Haktır
Ehli hak olanda mugadir yoktur
Rivayet karada şeytana kaldı
 
Meydan eri oldu hep zamparalar
Ben talibim derde yüzün karalar
Yanlış merhem vurdu azdı yaralar
Bir hekimi sadık lokmana kaldı
 
Düşerler peşine galile gılın
Varmazlar yanına ehli kâmilin
İnsanın ettiği cengi cıdanın
Cümlesi bir ulu divana kaldı
 
Kâtibiyim güçtür nefsin öldürmek
Erlik midir koymadığın kaldırmak
Zamane halkına Hak’ı bildirmek
Mehdi gibi adil bürhana kaldı
 
                                    Söz          : Katibi
                                    Kaynak    : Haydar Kurt

İHANIMA - Mersiye -
Kızım Zeynep hanı Şahı Medine
Olan ceddim Peygamber den nişane
Süruru Zeynep’i Zehra Hüseynim
Ne oldu söyleyin siz nihanım

Anası oldu o sahrada gülistan
Zemini Kerbela da koptu tufan
Hüseyin i kestiler leb deş te kurban
Boyandı kumlar üzre cismi kana

Yanan kalbim kan ile doldu
Binayı takatim kavlim bozuldu
Aman kızım Zeynep Abbas nicoldu
Haber babası Şahı Huda ya
 
Haber alır isen Abası benden
Kalmıştır peykeli üryan kefende
Kalem oldu kolu düştü bedenden
Gördüm gül cismin düşmüş figan e
 
Gidince Küfe ye ey canım eder
Götürmüştür kızım sekiz birader
Onlar kalsın hanı Şehzade Ekber
Ne oldu Yusuf u aslı zamane
 
Tutup toy Kasıma Şahı Şehidan
O toyda Evliya’lar ağladı kan
Ölüp kendi otağı oldu talan
Gelini ettiler Şam’a revana
 
Niçin rengin solup nutkun çekilmiş
Ağarmış saçların efşan dökülmüş
Hilali ay gibi katlin bükülmüş
Dönmüştür rengin ruhun sefirene
 
Soldu rengim Hüseyin’den ayrılınca
Ağardı saçlarım Abbas ölünce
Ana naşi Ali Ekber gelince
Büküldü kemendim döndü kemane
 
Yakın bildim harap oldu Medine
Kırılmış Ali Aba koyun kefine
Hani Kasım nişandır Mücdeba’ya
Getir bir kez onu halim peymane
 
Zekine dağladı küllü cihanı
Bakır’da yas tutar evlat Aba’ya
Yükselir feryatlar düşer çabaya
Dönüp Gülizar ömrü tez hazana
 
Ölüp kardeşlerim şehri vatan sız
Cide da başları gezdi kefensiz
Ali Ekber öldü balam kefensiz
Çıkıp o çölde feryat’ı Asuman’a
 
Döküldü ellerim Ali Aba dan
Yanımda kim kaldı eş akraba dan
Hanı Kasım nişan dır Müçteba dan
Getir bir kez onun halin beyan em
 
Kara günlerde kaldı Ali Ekber
Hüseyin’den sonra derde giriftar
Olup Kumru bu matemde üzadar
Gelir dayım gözü yaşlı figana
 
                               Söz          :   Kumru
                               Derleme  : Murtaza Kurt  
 
GARDAŞ GEL - Divan -
Gel ey sitemle dağlanmış esası gardaş gel
Zamane’de götürülmüş binası gardaş gel
Tutup tur yedi bacın ölmeden sana yasın
Sarmışlar başlarına karası gardaş gel
 
Atam nişanı oğlum ceddim bedelim
Özün olam gam derdim devası gardaş gel
Bu saçlarım ağaranda bana reva görmeye
Beni de öldürecek Şimir’in cefası gardaş gel
 
Özün yetir bana bir dem kucaklaşak bari
Kesmeden boynumu zincir yarası gardaş gel
Kuru yer üzre yıkılmış baba deyip ağlar
Kucağa almaklığı Allah Rızası gardaş gel
 
Baban sağ diyorum inanmıyorsun sözüme
Melun hep alıp tır canımızı akvası gardaş gel   
Korkudan kendini helak eyledi Sakine kızım
Dahi teskin etmez onu anası gardaş gel
 
Leşkerin önünü kes koyma zalimi haymağaha
Gelen ayaklarının fedası olam gardaş gel
Yerlerde iniler oğlum boğazı oklu Asker
Eder Kumru bu matemde ahu figan gardaş gel
 
                                         Söz          : Kumru
                                         Kaynak    : Murtaza Kurt


GÖRDÜM CİSMİNİ
Ağu içen cümle Erenler Şahı
Alnına gün doğmuş âlemler mahı
Yoluna kurbandır canım vallahi
Nurlara gark olmuş gördüm cismini
 
Elleri yeşildir nurdandır cismi
Atası İmamı Ali’nin nesli
Nedendir dost bizden selamın kesti
Muhabbeti hoştur duydum sesini
 
Evladı Resul’dür Seyit’i Sadet
Esirip coşunca kopar kıyamet
İçinde gizlidir bin bir alamet
Sırlara bürünmüş gördüm tacını
 
Kâtibi niyazım zikrim Pirime
Medet mürvet merhamet kıl zarıma
Canlar kurban edem Şahın yoluna
Dönmem ikrarımdan yüzseler beni
 
Söz : Kâtibi
Kaynak : Murtaza Kurt
 


GEL YETİŞ
Sefinemiz bir girdaba uğradı
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
Adunun hançeri sinem dağladı
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
Münkirler kast etti Ali kuluna
Sen el atki haklı haksız biline
Gözüm yaşlı düşer oldum yoluna
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
Hışmedip kâfiri taşa tutturdun
Hırsızın karnında horoz öttürdün
Ol zalimi sen bir kuşa yutturdun
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
Sumru’da Muhammet Mehdi’ye bildir
Urumda ağlayan sefiller güldür
Dar günlerde yetiş tut bizi kaldır
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
Şahı Merdan her eşyayı var eder
Cahteylerse şar köşeyi bir eder
Bun günleri müminlere car eder
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
İmam Hüseyin’in Dergâhı için
Eleman babında bağışla suçum
Kanlı gömleğinin hürmeti için
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
Kerbela aşkına verdim serimi
Fırat üzre kalem kıldım kolumu
Senden başka kime arz edem halimi
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
İmam Kazım Ali Rıza aşkına
Gözlerim kan revan döndüm şaşkına
Nolur bir yudum su Allah aşkına
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
Sultan Şah İbrahim Veli de bile
Uğratma kervanı bu coşkun sele
Bir arzuhal sundum Şah İsmail’e
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş
 
Abdal Musa Sultan hazırdır cara
Hünkâr Hacı Bektaş Piri Pey kare
Gamlanma Kâtibi sefil biçare
Car günüdür Celal Abbas gel yetiş

 

Söz : Katibi
Kaynak : Haydar Kurt





HABERLER
 
 
sayaç2
 
sayaç3
 
 
 
Toplam 38258 ziyaretçi (80778 klik) kişi bu siteyi ziyaret etti
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol